Skip to content

‘2 Numaralı SYRIZA’ ve halkı yeniden aldatma çabası

Date:
Ağu 27, 2015
42601

‘Aynı nehirde iki defa yıkanamaz’, demişti filizof Heraklitos. Ama yaşadığımız modern çağda bazı Yunanlar bu deyimi es geçiyor. Bahsi geçenler, SYRIZA’ dan kopan ve ‘LAEN’ (‘Halk Birliği’)partisini kuran siyasi güçlerdir. Yunan Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri Dimitris Kutsumbas, bu gelişmeyi referans alarak, ‘Aynı filmi yeniden oynatamayız, bu halkın aleyhine olur. Ayrıca, biliyorsunuz uzayan dizilerde kalite gittikçe düşer’, dedi.

 

Sistem ‘sol rezervini’ kullandı

 

Yunanistan’daki bu son siyasi gelişmeyi anlayabilmek için SYRIZA’ nın siyasi çizgisi hakkında birtakım bilgiler vermeye değer. Merkezi çekirdeğine SYN partisini alarak, SYRIZA, 90’lı yıllarda YKP’ den ayrılan birtakım fırsatçı grupların birleşmesiyle ortaya çıktı. Bu gruplar, Gorbaçov’un fikirlerinin etkisi altında, YKP’ yi sosyal-demokratikleştirmeye denediler. Çabaları boşa düşünce YKP’ nin tasfiyesini amaçladılar. Ardından daha önce (1968 yılında) YKP’ den ayrılan ve fırsatçı Avrupa komünizm akımına kapılan siyasi güçler de bu gruplara eklendi.

 

SYN partisinin programı reformist bir içeriğe sahipti ve sosyal-demokrasi yönetim çerçevesinde oluşturulmuştu.

 

2000’ li yılların başından itibaren, özellikle yeni grupları da içine alarak (troçkist, maocu vs.), SYN, SYRIZA’ ya dönüştü ve bu sosyal-demokrasi içerikli program, çok ustaca, ‘radikal’, ‘sistem-karşıtı’, ‘isyancı’ bir kılıfa büründü. 2010 yılından sonra ise kapitalist ekonomik krizle beraber bu akım daha da destek buldu. PASOK ve YD emperyalist örgütlerle (AB, IMF, AMB) halk karşıtı ağır önlemler içeren anlaşmalara (memorandumlar) i içeikli program 'alarak(çıktı. SYRIZA'imza atınca, SYRIZA 'memorandum-karşıtı' ama belirsizliklerle dolu bir çizgi özümsedi. Aynı zamanda sosyal-demokrat PASOK’ un hızlı dağılmasıyla beraber bu partinin yönetici kadrosundan azımsanmayacak bir sayı SYRIZA’ ya akın etti. SYRIZA, halka servis ettiği ‘memorandum/ karşı-memorandum’ ikilemiyle, halkı aldattı. Avrupa Birliği ve kapitalist sistemin içerisinde kalarak ağır önlemlerden kurtuluş vaadi verdi. Kamusal borç yükünün azaltılmasını talep ederek, geçmiş burjuva hükümetlerinin yarattığı bu borcu, halkı ödemekle yükümlü tutuyordu.

 

 

2012 yılında siyasi sahnenin yeniden şekillenmesi ile, burjuva sınıfının önemli bir desteğini alarak SYRIZA büyüdü ve bu ona 2015 yılındaki seçim zaferini getirdi. Muhafazakar YD temeli olan ve ulusalcı referanslara sahip, ANEL ile hükümet kurdu.

 

SYRIZA-ANEL koalisyon hükümetinin altıncı ayında yunan halkı, işçi ve halk karşıtı bir dizi yeni önlemler içeren  3. Memorandum ile karşı karşıya geldi.

 

‘Sol’ deyimi sermayenin hizmetinde

 

Son aylardaki gelişmelere baktığımız zaman çok net bir şekilde SYRIZA burjuva iktidarının iflas ettiğini görüyoruz. SYRIZA’ nın yürüttüğü siyaset aynı zamanda hem tekellere hem halka hizmet edemez. Bir burjuva iktidarı, Avrupa Birliği ve diğer emperyalist ittifaklar içerisinde barbar kapitalist koşullarda halkın çıkarları için çalışamaz.  Diğer burjuva partilerinin desteği ile (YD, PASOK, Potami) SYRIZA-ANEL’ in attığı imza, aslında YD-PASOK’ un geçmişteki hükümet politikaları ile uyumlu olduğu ortaya çıktı ve yunan halkına, işçi ailelerine yeni bir kıyım getirdi.

 

Soluk aldırmayan 3. memorandumun kapsamında, maaş ve emeklilik ücretlerinde yeni kesintiler, vergi artışları, sağlık, eğitim ve sosyal yardım hizmetlerinde yeni sınırlar, özelleştirmeler var. Son darbe ise fakir çiftçi ve esnafa indi. Eski memorandumun ve 400 uygulama halk-karşıtı yasasının geçerliliğini koruduğunu hatırlatalım.   

 

Bu gerçekler tüm çıplaklığı ile birkaç ayda ortaya çıktı ve YKP’ nin en baştan çok net bir şekilde öngördüğü ve halkı uyardığı, yeni sosyal-demokrat politikasının iflası gerçekleşti. Var olan burjuva sisteminde halkın radikal kesimlerinin yeni siperlere ihtiyaç duyacağı açıktır .

 

Böylece, baş rolde SYRIZA’ nın olduğu, 2012’den 2014’e kadar oynanan film, yakın zamana kadar Enerji Bakanı olan P. Lafazani’ nin kurduğu yeni doğan ‘Halkın Birliği’ ile Yunanistan’da tekrar ediliyor.  

 

21 Ağustos Cuma günü SYRIZA’ dan kopan 25 milletvekiliden oluşan bu meclis grubu, geçmişte SYRIZA ve iktidarının halk yararına verdiği vaatlerden medet ummuş olan solcu, radikal mücadelecilere yeni bir siyasi siper olmaya aday. LAEN, ulusal para birimine geçişi çözüm olarak sunuyor ve açıkça son yıllarda SYRIZA’ nın kapitalist bir yönetim şekli ile halk yararına politikalarının olabileceğine ilişkin sahte umutlar veren , sol, yeni-keynesyenci tutum ve önerileri yeniden üretiyor.   

 

Kandırmacada  1.sınıf

 

SYRIZA’ dan kopan bu güçler SYRIZA-ANEL hükümetinde geçmişteki iki memorandumu harfiyen uygulayan ve en ağır olan 3. memorandumu getiren tüm kararlara itiraz etmeden kabul eden en önemli bakanlıklarda oturmuş bir kadrodan oluşuyordu.

 

SYRIZA’nın içinde ‘sol platform’ olarak yer alan bu siyasi güçler, hükümetin 20 Şubat’ta AB, IMF ve AMB ile imzalanan ve geçmiş iki memorandumun halk-karşıtı önlemlerinin uygulanmasını öngören ve büyük sermayeye ödünler veren anlaşmayı kabul ettiler.

 

Yaşanan sürecin tümüne bakıldığında, hükümetin troykaya sunduğu ve dayanılması imkansız önlemler içeren teklifleri kabul ettiler. Bir barbarlık örneği olan anlaşmanın oylamaya sunulmadan evvel SYRIZA-ANEL hükümetini düşürmemiş olmaları ve hemfikir olmamalarına rağmen her fırsatta hükümeti desteklediklerini açıklamaları önemli bir gösterge. Ta ki, Başbakan Tsipras hükümetten istifa edene kadar...

 

Bu güçler, SYRIZA-ANEL hükümeti ABD ve NATO’ ya Ege’ de yeni askeri üs vaat ederken, ABD ve İsrail ile ortak harekat düzenlerken, AB’ nin Rusya’ ya karşı yaptırımlara devam ederken, savunma bakanı  NATO ve AB’ nin tüm emperyalist planlarında yer alacaklarını açıklarken, sessiz kalıyordu.

 

Şu an ise... ‘aldatılmış gelin’ gibi ortaya çıkıyorlar ve SYRIZA’ nın saf radikal kanadından geldiklerini iddia ederken 20 Eylül seçimlerinde kendi bağımsız partileri ile katılacaklarını ilan ediyorlar.  

 

Yunanistan: Ulusal para birimiyle kapitalist bir ülke

 

Peki, bu siyasi gücün teklifi nedir? SYRIZA, bugüne kadar ülkenin Avro bölgesinde kalmasını vaat ettiyse, LAEN ‘gerekirse, Avrodan koordinatlı bir çıkış’ yapılabilir, diyor. Hiçbir koşulda ülkenin AB’den ve kapitalist refah yolundan çıkışını söz konusu etmiyor. Neden LAEN ‘gerekirse Avro’dan çıkış’ çözümünü ortaya koyuyor? Parti başkanı, P. Lafazanis, sermayeye bir yandan göz kırparak, bu çıkışın kapitalist ekonominin yükselişine katkı yapması koşulu ile gerçekleşeceğini ifade ediyor. Ayrıca sepet dolusu tanıdık yeni-keynesyen önlemlerden söz ediyor. Örneğin, ‘kalkınmayı desteklemek için bankaların kamulaştırılması’, böylece bankalar devlete sıcak para akıtacak ‘hayır kurumlarına’  dönüşecek ve meşhur kapitalist yükseliş desteklenecek. Halka boş umutlar dağıtıyorlar, kapitalist ekonominin hangi yasalarla işlediğini karanlıkta bırakıyorlar. Bu yolun, işçiler için sürekli yeni ‘fedakarlıklar’ gerektireceğini, sosyal ve iş haklarının, halk gelirinin daralmasıyla sermayenin karlılığını amaçladıklarını asla söylemiyorlar.    

 

Son olarak, LAEN, ‘ülkenin bir soluk alması için borcun büyük bir kısmı silinmeli’, diyor ve bu ifadeyle aslında diğer sistem partileri gibi o da, halkın bu borçtan sorumlu olduğunu ve ödemekle yükümlü olduğunu sırasıyla kabul etmiş oluyor.  

 

LAEN yetkilileri örnek olarak ‘Avro bölgesinde olmayıp mutlu olan’ ülkeleri gösteriyorlar. Hangi ülkelerden söz ediyor yeni fırsatçı partinin lideri P. Lafazanis? Avro bölgesinde olmayan Britanya ve Danimarka’ dan söz ediyor ama olmayışları, o ülkelerdeki hak daralmasına engel olamıyor. LAEN’ in başka yetkilileri ise, Fransa’daki Le Pen Ulusal Cephesinden, İtalyan sanayicisinden, Alman sermayenin bir kısmından yardım umuyor...

 

Sömürenlerin talepleri ile Yunanistan halkının ve diğer ülke halklarının umutları nasıl bağdaşabilir? Ulusal para birimine dönüş tekliflerini, önlemlerin gerçek ve halk düşmanı içeriğini gizleyerek, radikalleşme kürkünün altında yapıyorlar. Bu yeni, sahte ‘Avro-Drahmi’ ikilemi ile kapitalizmin iktidarını, emperyalist sistem ve AB’yi temel alan bir yolda ilerlemek istediklerini halktan gizlemek istiyorlar. Halk aslında bunlarla karşı karşıya getirilmeli. Başka parasal bir ittifak oluşturacak olan ulusal para birimi fikriyle flört eden sermayeyle aynı safta olamaz.

 

Yeni aldatma çabası boşa düşsün

 

Yeni ‘2 numaralı bir SYRIZA’, tam da kendisi dağılırken, yeni hayal kırıklıklarına artık tahammülü olmayan ve kendi aleyhine işleyen zamanı kaybetmek istemeyen halktan yanıt bulmamalı. 

Halk tecrübe etti ve kendi çıkarımlarını yapabilir, bir kere daha kandırılmamalı. Kapitalist sisteminin içinde, burjuva yönetimin çeşitli iktidarlarıyla, kapitalist kalkınma yolu ve emperyalist sistemden kopmadan halktan yana bir çözüm olamaz. Kapitalist ekonominin etkin yapılandırılmasını hedefleyen ve bu amaç için geçmiş iktidarlarda önemli pozisyonlarda hizmet etmiş kişilere kanmamalı. Ulusal para birimi fikri ile flört eden sermayeye göz kırpanlar, halkın iflas yolunu izlemiş oluyorlar. Bu iflasın, memorandumla veya  memorandumsuz, Avro bölgesi içinde veya dışında olup olmayacağı önemli değil. Önemli olan halkın, sermayeye yarayacak olan yeni bir tuzağa düşürülme çabasının boşa düşmesidir.

 

Radikal meyli olan halk ve fakir halk tabakaları aynı filme seyirci olmamalı, yeni yalanlara kanmamalı. Bugün, hem günlük mücadele içinde oldukları çalışma alanlarında ve yaşam alanlarında hem de gelecek seçimlerde her zamandan daha büyük bir güvenle beklentilerini YKP’ ye dayayabilirler. Çünkü YKP onları hiçbir zaman aldatmadı ve hiçbir zaman haklarını korumak için mücadeleden kaçmadı. Çünkü gerçek, umut verici, alternatif çözüm sunan tek siyasi güçtür. Bu çözüm ancak AB ve NATO’ dan çıkış, borcun tek taraflı iptali, ülke zenginliğinin kamulaştırılması ve halkın egemenliği ile gerçekleşebilir.

 

(KKE MK Uluslararası İlişkiler Bürosunun yazısıdır)

 

 

 

27.08.2015