Links to the old web pages of KKE
Emperyalist savaşlara, NATO’ya ve planlarına, kapitalist barbarlığa karşı ve sosyalist-komünist bir toplum için yürüttüğümüz ortak mücadelemizi sağlamlaştırıyoruz
Bundan yetmiş yıl önce Yunanistan ve Türkiye, ABD ve onun Batı Avrupalı müttefiklerinin oluşturduğu emperyalist örgüt NATO’ya katıldı.
Amerikan ve Avrupa emperyalizminin politik ve askeri kolu olarak NATO, bir yandan, Sovyetler Birliğini ve Avrupa’da sosyalizmin kuruluşu için mücadele eden ülkeleri hedef alıyor, diğer yandan üyesi olan ülkelerde sermaye egemenliğinin güvenliğini sağlayıp güçlendirmeyi hedefliyordu.
Türkiye ve Yunanistan’ın katılmasıyla NATO, SSCB ve emperyalist planlara karşı ortaya çıkarılmış Varşova Güvenlik anlaşmasıyla hesaplaşmak için “Güneydoğu kanadı” adını verdiği cepheyi oluşturmuş oldu. Bu iki ülkenin jeopolitik konumlarını ve askeri güçlerini istismar ederek emperyalist heveslerini daha geniş bir bölgeye yaymayı hedeflemişlerdi (Balkanlar, Karadeniz, Doğu Akdeniz, Orta Doğu ve Kafkaslar). Bu doğrultuda ABD ve NATO, her iki ülkede de “demokratik dünyayı komünizmden koruma” bahanesiyle askeri üsler yerleştirdi. Türkiye ve Yunanistan’da, burjuvazinin halklara karşı saldırılarını, demokratik ve sendikal haklara karşı askeri darbeleri sonuna kadar desteklediler. Daha da ötesi, Kore savaşı ve daha güncel olan Afganistan müdahalesi gibi emperyalist NATO saldırganlıklarında Türkiyeli ve Yunanistanlı askerlerin canlarını öne sürdüler.
NATO’ya iki ülkenin birlikte katılmasını halkların ortak barışçıl geleceği diye sunmaya kalktılar, ancak tarih bu iddiayı yalanladı. Birlik içi sınırları hiçe sayan NATO, ülkelerimizin ikili ilişkilerini çözümsüz bırakmakla kalmadı, milliyetçilik, askeri kışkırtma, silah yarışı gibi üstüne halkları bölen tüm burjuva tohumlarını da topraklarımıza gömdü.
Sovyetler Birliği’nin ve Varşova Paktı’nın bulunmayışına rağmen NATO bugün de hala Avro-Atlantikçilik ile Çin ve Rusya gibi yeni büyük kapitalist güçler arasındaki çelişkilerde emperyalist sistem içerisinde öncü görevini sürdürüyor. “Bağımsız” ve “çok yönlü” olduğunu iddia ettikleri politik açıklamalarına rağmen, Türkiye ve Yunanistan bugün de emperyalist NATO planlarında yer almayı sürdürüyorlar. Bir yanda Rusya’yı kıskaca almaya dönük askeri müdahalelerde NATO’nun kalesi konumunu üstlenirken, diğer yanda kendi halklarını misillemelere karşı açık hedef haline getiriyorlar. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı askeri operasyon da tam da bu kapsamda ve bu emperyalist çekişme ortamında ateşe benzin boşaltma anlamına geldi.
Bu koşullarda Yunanistan ve Türkiye Komünist Partileri olarak:
- Ülkelerimizin, Rusya’nın kuşatılması hedefi örneğinde olduğu gibi NATO’nun emperyalist planlarından çekilmesini;
- Türkiye ve Yunanistan’daki tüm ABD ve NATO askeri üslerinin kapatılmasını talep ediyoruz.
- Bizler halklarımızın topraklarımız üzerinde söz sahibi olacağı biçimde ülkelerimizin NATO ve diğer emperyalist birliklerden ayrılması için mücadele veriyoruz;
- Burjuvazinin ve emperyalist müttefiklerin çıkarları tarafından belirlenen tüm askeri çatışmalara karşı;
- Ülkelerimiz arasındaki en küçük olaydan sürtüşme yaratan, iki ülkenin de muazzam askeri harcamalar yapmasına neden olan savaş çığırtkanlığına karşı savaşıyoruz!
- Bölgemizde sınırların ve o sınırları belirleyen uluslararası antlaşmaların ihlallerine karşı, sınırların ve söz konusu antlaşmaların korunması yönünde mücadele veriyoruz.
Yunanistan ve Türkiye Komünist Partileri olarak, ortak bayrağımız proleter enternasyonalizmi altında, işçi sınıfını ve tüm emekçi halklarımızı NATO’ya; burjuvazinin ve emperyalist işbirlikçilerinin planlarına; ırkçılık ve milliyetçiliğe karşı safları sıklaştırmaya ve iki ülkenin halklarının barış içerisinde bir arada yaşayabileceği ve yaşamasının zorunlu olduğu mesajını güçlendirmeye çağırıyoruz!
Bugün NATO’ya ve her türden emperyalist birliğe karşı yürüttüğümüz mücadele aynı zamanda barış için; halkların kardeşliği için; sömürüye ve kapitalist barbarlığa karşı; geleceğin sosyalist-komünist toplumu için mücadeledir.